27 Mart geçtiğimiz yüzyılın en büyük şairlerinden biri olan Adrienne Rich'in ölüm yıldönümüydü. Onu anmak için bir yazı yazmaya başlamıştım ama sonra vazgeçtim. En iyisi kendi sesinden dinlemektir diye karar verdim. Rich'in bu şiirini çok zaman önce çevirmiştim. Hala en sevdiklerimden biri.
Kırklarında ölmüş bir kadın
1.
Göğüslerin/ ---kesilip atılmış --- Yara izleri
solmuş ---yıllarca sonra görünecekleri
gibi
Birlikte büyüdüğüm bütün kadınlar
kayaların üzerinde oturuyor yarı çıplak ---güneşin altında
birbirimize bakıyor
ve utanmıyoruz
ve sen de çıkarmışsın bluzunu
ama istediğin bu değildi aslında:
yara izleriyle dolu, alınmış göğsünü göstermek için
Gözlerimi senden kaçırıyorum
bakışlarım seni incitecek sanki
oysa seni seven kişiyim ben
Parmaklarımı gezdirmek istiyorum
bir zamanlar göğüslerinin olduğu yerde
ama hiç böyle şeyler yapmazdık ki biz
Herkesin bu kadar mükemmel göründüğü
hiç aklına gelmemişti
yara almadan önce
üzerine geçiriyorsun
bluzunu yeniden: ---kararlı bir şekilde diyorsun ki:
Herkesle paylaşamayacağım şeyler var
hayatta
2.
Kendi yaralarımı yolluyorsun bana
paylaşmak için ---herkesten önce
kendimle
Ondan neler sakladım
ondan neler esirgedim
ne acılar çekildi
nasıl saklandı
bu habersiz bedende
salınacağı anı bekleyerek gümrah bir ışık
taşana kadar
her yaradan her dikişten
ve bütün kutsal deliklerden
3.
Savaş zamanı. ---Sıcak, solmuş
gri ahşabın üzerinde oturuyoruz
sülüklerin yüzdüğünü söylediğin yerlerde
basamaklar pırıl pırıl parlıyor
Gazyağı alevinin kokusunu
alıyorum ---çam
tahtaların üzerinde uyuyoruz
daracık kamp yataklarında yan yana
adaçayı kokulu gece
karanlığını üflüyor ---sesleniyor
çocuktan kadına
çocuktan kadına
kadın
4.
Dokuz yaşından itibaren sevgimiz
daha çok şakalarla beslendi, bir de sessiz
bir sadakatle: ---beni yere yıkacağını söyleyen
bir kıza kafa tuttun sen
birbirimizin ödevlerini yaptık
mektuplar yazdık --- teması kaybetmedik, hiç temas etmeden
hayatlarımıza dair yalanlar söyledik: --- Ben düzgün
bir evliliğin yüzünü takındım
sen bağımsız kadınınkini
Boşluğu baştan başa yararak birbirimize doğru uzandık
Parmaklarımızla yoklayarak
aşk ve yabancılaşmanın ağlarını ---ta ki
o jinekolog göğsüne dokunup
ele gelen o kitleyi bulana kadar
5.
Sen kahramanca
oyunlar oynadın ölümle, gerekliydiler
çünkü senin yeni-protestan kabilende
boşluğa yer yoktu
revaçta bir kavram olmadığı sürece
senin umrunda olmazdı bunlar gerçi
Keşke burada olsaydın bu gece ---Haykırmak
istiyorum suratına
Kabul etme
Vazgeçme
Ama senin o cesur ulaşılamaz hayatını,
Kadınlar Dekanı olarak seni mi kastediyor olacağım, yoksa
o haksız, uygunsuz ve affedilemez
kadınca ölümünü mü?
6.
Sen benim sevdiğim ve sevdiğimi inkar ettiğim
bütün kadınlarsın
seneler öncesinden, mesafeler ötesinden gerilmiş
kanlı kızgın bir telsin
Nasıl birleştirebilirim bu tutkuyu
o kalender halimizle
kalvinist mirasımızla
kalıplara dökülüp taşlaşmış genç kızlığımla
nasıl devam edebilirim bu misyona
sensiz
sen ki, bana muhtemelen şöyle derdin
ne hissediyorsan doğrudur.
7.
Zaman zaman rüyalarıma giriyorsun
dudak bükerek
bir keresinde babanın ittiği bir tekerlekli sandalyedeydin
ölümcül bir tren yolunda
Bütün ölülerimden bana dönen
bir tek sensin, bitmemiş
Bana kehribar boncuklar bıraktın
turkuaz taşlarla dizilmiş, bir Mısır mezarından
Takıyorum onları
Sana sadık mıyım diye düşünerek
Şiir yazmaya korkar gibiyim
senin için---pek de okumazdın ki!
geride kaldım, başa çıkmak zorundayım
sırlarla ve sessizlikle
İşte olduğu gibi diyorum: ---Seni ne kadar sevdiğimi hiç
söylemedim sana
ölüm döşeğinde ölümden söz etmedik hiç
8.
Bir sonbahar gecesi bir trende
günbatımının elmas-parıltılarını yakaladım
Hudson’da su birikintilerinin üzerinde yansıyan
Düşündüm ki: ---Anlıyorum
hayatı ve ölümü şimdi, seçimleri
Senin seçimini bilmiyordum
Ya da o zamana kadar bir seçiminin kalmadığını
insanın bedeninin hücrelerle büyüyerek gerçeği
söyleyiverdiğini
Aşkımız daha çok sessiz bir
sadakatti
ölüm döşeğinde ölümden söz etmedik hiç
ama şu andan itibaren
kapkara matem istiyorum, daha çok uluma, daha çok ağıt
Biz sessiz ve sadık kaldık
çünkü korkuyorduk
Parmaklarımı gezdirmek isterdim
bir zamanlar göğüslerinin olduğu yerde
ama hiç böyle şeyler yapmazdık ki biz
1974-1977