Kestane, gürgen, palamut...
İlk okuldaki müzik dersinde marşlar eşliğinde okulun bahçesinde uygun adım yürürdük. Yağmur yoksa tabii. Yağarsa sınıfta kalırdık. O zaman da öğretmen ha bire şu şarkıyı söyletirdi bize: Kestane, gürgen, palamut…
Kestane falan
tamamdı da, gürgenle palamut neydi acaba? Hiç bir fikrim yoktu.
Ama şarkıyı
severdim. Eve dönerken sihirli bir cümle gibi tekrar ederdim: Kestane, gürgen,
palamut. Art arda söyleyince bu sözcüklerin garip bir çekiciliği vardı. İnsanın
ağzını dolduruyordu.
O tadı başka
hiçbir şeyde bulamıyorum. Belki sadece “Kant, Goethe, Hegel” üçlüsünde. Bu
isimleri arka arkaya söylediği zaman insanın ruhu yükseliyor. Altı yaprak üstü
bulut oluyor.
Alman
idealizminin hikmeti işte.
Hasretle sizin,
Hurşit Seçkin
(Diğer yazılar için bkz. http://hursitseckin.blogspot.com/)
(Diğer yazılar için bkz. http://hursitseckin.blogspot.com/)
No comments:
Post a Comment